24 Ocak 2010 Pazar

Misafir ol gel bana,börekler açayım sana

Bugün gezme günlerinin birindeyiz.Arkadaş evleri,hoş beş sohbetler,alkolsüz de eğlenebilen gençlik ve tabi vazgeçilmez oyunumuz tabu! 
Geçen gün girmiş olduğum bunalım hallerimden eser yok şimdi.Hava durumu bile daha dengeli gerçekten.Bir halim bir halime uymuyor.Okul arkadaşlarımla pek takılmayı tercih etmiyorum.Çünkü muhabetleri hiç sarmıyor.Tamam aynı yaşta olabiliriz ama yaş değil yaşanmışlıklar belirler olgunluğu kanaatimce.Sizce?
İkinci öğretim olduğumdan akşam çıktım.Tabi beni göl kenarındaki restoranta davet ettiler ama planım olduğunu söyleyip kaçtım.Her defasında planım olmasa bile aynı bahaneyi uydurduğum için inanmayan gözlerle 'peki' dediler.Hayır aynı ortamda bulunmak istemediğim insanlarla kimsenin hatrı için vakit geçiremem.Vakit nakittir! :) Ben jet hızıyla uzaklaştım.Bindim arabaya tin tin,kulağımda Yasmin Levy-Adio Kerida gidiyorum merkeze doğru.Aklıma yalnızlığım geldi bir ara.Küçüklüğümden beri yalnızlıktan korktum.Neden bilmiyorum.Ama bu sevgiliyle aşkla meşkle alakalı bir durum değil.Yalnız kalmaktan korkuyordum işte.Odada yalnız kalmazdım,dışarı yalnız çıkamazdım.Şimdi aslında o kadar korkmadığımı fark ettim.Sokaklarda fütursuzca dolaşabiliyorum tek başıma.Ya da tek başıma oda da yatağın üzerinde oturabiliyorum.Ama uyurken hala odada başka bir nefes arıyorum.Senelerce annemle aynı odayı paylaştım bundan sebep.Neyse konumuza dönelim:)
Şimdi bu postu misafirliğe geldiğimiz evden yazıyorum.Uzun zaman olmuştu insan içine çıkmayalı.Özge'yle öylece iki deli başımıza çıkar dolanır gelirdik.Vaktimizin çoğu yurdun mutfağında geçerdi.Dugi mutfağın hatta yurdun müdaviniydi zaten :) Sevgilisi biraz fazla kıskanç olduğundan kızcağız camdan çıkaramazdı kafasını.Gülçin yani benim oda arkadaşım odada takılırdı hep.Bazen gelmezdi ben de gider kızlardan birinin koynuna sıvışırdım.Böyle geçiyordu işte günlerimin çoğu.O yüzden bugün insanlara böyle değişik topluluklara fazla dahil olamadığımdan garip bir haldeyim.Kendimi Almanya'ya gitmiş yer yön bilmeyen gurbetçiler gibi hissediyorum :) Ama ev sahibi  ve sahibesi arkadaşlarımız o kadar cana yakındı ki bize börekler çörekler yapmış,salatalar böyle tatlılar falan hepsi birbirinden güzel gözüküyordu.Bunlar çay faslı içinmiş ama çaydan önce kimseye dokundurtmadılar.Olsun zaten bir çoğunu yiyemiyordum ben benim için sorun değildi :) Yemekler yendi bulaşıkları kızlar olaraktan el birliğiyle hallediverdik.Ortalık tertemiz oldu.
Geçtik o salondaki kocaman masaya aldık tabumuzu başladık hararetli bir şekilde oynamaya.Kızlara erkekler diye gruplandık.Artık ezberlediğimiz kartlarla oyunu gayet çekişmeli şekilde bitirdik.Tabi galibiyetin sahibini söylememize gerek yok sanırım :) 'kızlar yine kazandı' Bu akşam yediklerimizden dolayı hareket edecek pek halimiz kalmadığından geceyi burada geçirmeye karar verdik.Bir kaç kişi erkenden uyumaya kaçtı.Ben de aldım elime pc'yi başladım yazmaya.Çoğu zaman yazmak istediğim o kadar çok şey oluyor ki ama cümleleri toparlayamıyorum işte.Kopuk kopuk paylaşımlar yapıyorum.Ama yine de mutlu oluyorum..
Bu gece benim kafamın dağılması için yapılan bir geceydi yine.Ve başarılı oldular ama o işte gece çökünce herkes uyuyunca gelen sancıya ne çözüm bulunacak? Bunun sebebi aşk mı onu da bilmiyorum.Çünkü aşk biteli ben de çok oldu.Eskiler hep der..'akşam olunca herkes kapısını kapar,kendine bakar' diye.Çok doğru bir lafmış şimdi daha iyi anlıyorum..Tüm bunlara rağmen günümü güzelleştiren insanlar dilerim hep yanımda olurlar..ve son olarak herkesin bir tabusu vardır..
BENİM TABUM AŞK!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen şimdi bana yorum yazıyorken ben bunalımda da olabilirim ya da hoppa hoppa üçyüzbeşyüz diye kendi kendime eğleniyor da olabilirim :)
Ama bana güzel yorumlarınızı bırakın.Benim için hepsi önemli..Olur da yorumunuz yayınlanmazsa mail ulaşmamış olabilir ya da fazla art niyet sezmiş olabilirim :) Şimdiden teşekkürlerimi sunar hepinizi öperim :*