29 Aralık 2012 Cumartesi

Burada herkes 'PATRON'

Uzunca bir aradan sonra yazacak o kadar çok şey oldu ki.Ama bir türlü işten güçten fırsat bulup elim gitmedi yazmaya.Şimdi de her şeyi anlatacak vaktim yok aslında.Ama son güne damgasını vuranla başlamak istiyorum.Günlerdir sevgilimin gelişiyle leyla gibi dolanıyordum ta ki hasta olana kadar.Grip fena vurdu bu defa beni.Ne yatabiliyorum ne ayakta durabiliyorum.Sanırım bu kış benim baya bir zorlu geçecek.İşlerin güçlerin sıkıntısı bir yandan bu hastalık evreleri bir yandan çekilmez bir hal alıyor zaman..
Kaç gündür yazmaya çalıştığım sonra yarım kalan yazımı tamamlamak istiyorum artık.Bu aralar sürekli işyerinde yaşadığım sıkıntılar var gündemimde.

Dedikodu bir iş yerinin kesinlikle vazgeçilmezi haline gelmiş.Ama bu durum beraberinde yüzsüzlüğü,karaktersizliği de beraberinde getirmiş.Millet birbirinin ardından ne dolaplar ne laflar döndürüyor.İnsana pes dedirtiyor gerçekten.Ben mi ne yapıyorum?Ben uzaktan seyrediyorum hepsini.Zaten işten güçten tuvalete bile zor fırsat buluyorum.Dün,hastalıktan ayakta duramıyorum,ateşim çıkmış 38 dereceye izin aldım ama nasıl bir izin.Tüm şirketi sallayan bir izin.Meğer ne çok batıyormuşum göze.Aldım izin almasına ama laflar peşinsıra uçuyor arkamdan.Duyuyorum çok şükür kulaklarım keskindir en az gözlerim kadar :) Tabi ben bunların üzerine tepki almayayım,çıkmıyorum dedim sinirlendim ama bu işin farklı boyutu.Oturdum yerime.Sonra hoop papucumun kenarı satış destekteki bir zamanlar çok sevdiğim,eskiden beri tanıdığım kız masamda.Parmağını vura vura masama laf anlatıyor.Ben bazen gerçekten çok sakin oluyorum.Normalde bir panter edasıyla atlayabilecek potansiyele sahip yapım ama susmanın daha güzel,daha asil olduğunu öğrenmemle kayboldu gitti.Yüzüne bakma zahmetinde bile bulunmuyorum o kadar umurumdışı.İçine yara olan konuya gelince o raporluyken gelmiş,o geldiyse herkes gelmek zorundaymış.Ve ekliyor izin veriyorum gidebilirsin diye.Zaten sorun yaşıyordum,masa üstünde de duran her an verilmeyi bekleyen istifa dilekçemi kaptığım gibi çıktım muhasebeye.Müdürü bekliyorum tabi.Vericem istifayı koydum kafaya.Beklerken tabi ikna etme çabaları.Pat kapı açıldı destekçi kız.Cümleye giriş 'Hayırdır ne oluyor!' tabi istifimi bozmuyorum ben yüzüne bile bakmadan giriş tarihlerini hesaplıyorum.Cümleye devam 'it miyim ben? Yüzüme bak!' e artık bunların üzerine susmayayım dedim. 1.si kendine o ithamı yakıştırıyorsan bir şey diyemem 2.si benim konuşacak bir şeyim yok.Konuşmak istemiyorum.Bunun üzerine tabi kız hepten köpürüp yazıklar olsun moduna girdi.Ben takmıyorum zaten hastayım canım yanıyor bir de böyle saçma sapan şeylerle uğraşacak halim yok.Uzun konuşmalar sonucu istifam kabul edilmedi müdüre gitmeden iptal oldu.Ve ben hala buradayım.Memnun muyum yoksa sıkıntılarım mı daha ağır basıyor henüz karar vermiş değilim.Ama sanırım bu işyerinde herkesin birbirinin hakkına girmesinden ve herkesin bir patron edasıyla dolaşmasından ciddi rahatsızlık duyuyorum.Herkeste aman yarabbim bir havalar,bir afralar tafralar..Herkes birini ezmeye çalışıyor.İş yapana verildikçe verilir iş.İş yapmayan kıymetli burada.Bunun sebebi çalışanların özgüveninden mi kaynaklanıyor yoksa amir-üst-alt ilişkilerinin laçkalığından mı ben çözemedim..Rica ediyorum çözenler çözemeyenlere söylesin.Hepimiz bilelim.öpüyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen şimdi bana yorum yazıyorken ben bunalımda da olabilirim ya da hoppa hoppa üçyüzbeşyüz diye kendi kendime eğleniyor da olabilirim :)
Ama bana güzel yorumlarınızı bırakın.Benim için hepsi önemli..Olur da yorumunuz yayınlanmazsa mail ulaşmamış olabilir ya da fazla art niyet sezmiş olabilirim :) Şimdiden teşekkürlerimi sunar hepinizi öperim :*